- Süper Baba'nın müziğini flütle çalmışsanız;
- Okulda kola kutusunu ezip maç yaptıysanız;
- Parliament Pazar Gecesi Sinemaları müziğini duyduğunuzda içinizde hala garip duygular uyanıyorsa (Yarın okul var hüznü, ailenin seni yatırıyor olmasına duyduğun kızgınlık, o güzel mavinin romantizmi...)
- Elm Sokağında Kabus yüzünden hala yatağın altına bakmaktan ve Freddy Crueger'ın makyajla o hale gelmiş bir adam olmasını düşünüp avunmaya çalışıyor ama yine de korkuyorsanız;
- Chucky yüzünden en sevdiğiniz oyuncağınızı bile göz önünden kaldırmışsanız;
- Tutti Frutti çok ayıp ve olağanüstü merak uyandırıcı bir şovsa;
- Apartmanın altındaki zil veya taksi diafonuna basmak müthiş heyecanlı bir yaramazlıksa ;
- Bizimkiler dizisi ertesi gün okul olduğunu bir süreliğine unutturduysa;
- Bakkala gönderilmenin en güzel yanı küçük sarellenin dibini minik plastik kaşığıyla kazımak veya leblebi tozu yiyip konuşmaya çalışmaksa;
- Atarideki ördek vurmaca oyununda silahın nasıl çalıştığına hala kafa yoruyorsanız;
- Super Mario Bros'u oynayıp çok kere oyun bitirdi iseniz;
- Kasete kayıt yapılabilmesi için üst tarafında bulunan karelerin bantla kapatılması gerektiğini öğrenmenin önemini biliyorsanız;
- Sokakta ayı oynatanları izlediyseniz;
- Power Rangers'ın renklerini hatırlıyorsanız;
- Lambada'nın müziği kulaklarınızda çalabiliyorsa;
- Kurşun Kalemin tepesine yaylı oyuncaklar taktıysanız;
- Radyoda beğendiğiniz bir şarkı çaldığı zaman kasete kaydettiyseniz;
- Saçları renkli ve uzun patlak gözlü çirkin trolleri bile bir furyada satın almışsanız;
- Kokulu silgiye, deftere, kaleme harçlığınızı yatırdıysanız;
- Sayısız joystick kırdıysanız ve gün gelince artık joystick satılmadığını fark ettiyseniz;
- Susam Sokağı'nda kırpıkı, minik kuşu ve kurabiye canavarını izlemişseniz;
- Yalan Rüzgarı, Cesur ve Güzel dizilerini annenizle birlikte oturup izlediyseniz;
- Üzerinde futbolcu resimleri ve bilgileri olan ufak karton sporcu kartlarıyla oynadıysanız;
- Sulugöz sakızı gözlerinizin acımasına rağmen tadını çıkarmak için çiğnediyseniz;
- Cips paketlerinden çıkan tasoları biriktirip arkadaşlarınızla oyunlar oynadıysanız;
- İnternetiniz bağlanınca ev telefonunuzun meşgul olduğu günleri hatırlıyorsanız;
- Aileden gizlice atari salonuna gidip street fighter, mortal kombat, hagar, mustapha gibi oyunlar oynadıysanız;
- Vergi iade zarflarını babanız ile birlikte doldurduysanız;
- Mıknatıslı balık ağzı ve oltalı oyuncakla balık tutmaya çalıştıysanız;
- Okulda tırnak ve mendil kontrolüne maruz kaldıysanız;
- Annenizin poşetler dolusu taso,misket,sporcu kartları ve gazoz kapaklarını attığını öğrenince ağladıysanız;
- Pazar akşamları yıkanma gününüzse;
- "Macerana" dansını yapabiliyorsanız;
- Birde bir, akşam ebesi, dansa davet, çatlak patlak, yakan top gibi kalabalık oynanan sokak oyunlarından sonra anneniz sizi balkondan yemeğe çağırmışsa;
- "Bandıra bandıra ye beni" şarkısını hızlı söylemeye çalıştığınız günler varsa;
- Rönesans sanatçılarını ilk kez Ninja Kaplumbağalar ismi olarak tanıdıysanız;
- Tele On diye bir televizyon kanalını hatırlıyorsanız;
- "Bir Başka Gece" çocukluk hayatınızdaki en görkemli şovsa;
- Pili bitmesin diye kasetleri kalemle havada sarmışsanız;
- Tsubasa'yı ve küre biçimindeki sahanın sonundaki dev kaleyi hatta muhteşem kaleci Genzo Wakabayashi'yi hatırlıyorsanız;
- 'Hey Corç versene borç' deyince hemen cevabı yapıştırabiliyorsanız;
- Olacak O Kadar, Yasemin'in Penceresi, Hadi Anlat Bakalım, Adam Olacak Çocuk, Saklambaç... gibi tv programlarını hatırlıyorsanız;
90'lı yıllarda çocuktunuz demektir...
0 yorum: